İbni Fadlan 921 yılında Abbasi halifesi Muktedir'in İdil Bulgarları hükümdarı Almış Han'a gönderdiği heyetin içinde yer alan dönemin diplomatı ve gezginidir. Görevi İdil Bulgarları'nın müslüman bilginlerini dinlemek, halifenin mektup ve hediyelerini iletmek olan İbni Fadlan seyahatnamesini Rihle adlı eserinde kaleme almıştır.

Seyahati sırasında Oğuz türkleri ile karşılaşan İbni Fadlan Oğuz Türklerine ilişkin şu cümleleri kaleme almıştır:

"Bu dağı geçtikten sonra Oğuzlar denen Türk kabilesinin yanına vardık. Bunlar göçebeydiler. Kıl çadırlarda konup göçüyorlardı. Göçebelerde olduğu gibi yer yer gruplar halinde çadırları vardı. Zor şartlar içindeydiler. Yolunu şaşırmış eşekler gibi bir dine inanmıyor ve başvurmuyorlardı, akıllarına göre hareket ediyor, hiçbir şeye ibadet etmiyorlardı. Aralarında biri reisine bir şey danışınca 'Ey rabbim şu şu konuda nasıl hareket edeyim' der. İradeleri şura iledir. Yalnız bazen bir konuda ittifak edip o işi yapmaya karar verirler. İçlerinden en değersiz biri gelir bu ittifakı bozabilir.

"Zina diye bir şey bilmezler. Birinde böyle bir şey görürlerse onu iki parçaya bölerler. Ağaçların dallarını bir yere getirip failin ellerini-ayaklarını ağaca bağlarlar, sonra o dalları serbest bırakırlar adam ikiye ayrılır."




0 yorum:

Yorum Gönder

Kategoriler

Blog Arşivi

Blogu Çevir