Beyaz Diş kitabı ile tanıdıgımız Jack London'ın ikinci kitabi Ölüme Boyun Egmeyen Adam. 

Arkhe yayın tarafından yayınlanan kitabın Kasım 2006'da basılan ilk basımını okudum ben. Belki daha sonraki basımlarda düzenleme yapılmıştır ama bu basımda çok fazla yazım yanlışı olması beni bir okuyucu olarak rahatsız etti.

Hikaye iki ana kahraman ile başlamasına rağmen ilk sayfalarda tek kahraman üzerinden devam ediyor. Ana karakterimizden öykü boyunca adam sıfatı ile bahsediliyor. Yazar karakterimiz üzerinden insan ya da hayvan farketmeyeceğini, canlinin yaşamak için mücadele verme içgüdüsünü betimliyor.  Yazarımız London, olay örgüsünü anlatır iken bir yandan da çevre koşullarının canlıyı ve canlının canlılık özelliklerini Nasılsıniz şekillendirdiğini gösteriyor.

Öykünün hikayesi şu şekilde gelismektedir. Büyük bir savaşın ardında kalan iki yaralı asker vatanlarına ulaşmak amacı ile yola düşmüşlerdir. Yolda silah arkadası tarafından yalnız bırakılan adam tek başına yoluna devam etmeye çalışmaktadır. Vatanına dogru uzayan bu yolculuk sırasında açlık ve acı ile bogusan adam, bazen hayal kırıklıklarına ugrasa da bu yolu başarıyla sonuca erdirmek çabasındadır. Yolculuk sırasında bazen büyük bazen küçük yiyecekler bularak karnını doyuran insanın böylesine bir süreçten geçtikten sonra insani yanlarinin nasıl torpülendiğini, nasıl hayvani bir canlıya dönüştüğünü yakından takip ediyorsunuz.

Okunası bir öykü olduğunu düşündügüm metin insan türünü de daha yakından tanımanızı sağlayacak.
Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora projeleri yarışmaları ile sıkça adını duyuran TÜBİTAK, Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Proje Yarışmaları ile de öğrencileri genç yaşlarda bilime ve teknolojiye yönlendirmeyi desteklemektedir.

Temel Bilimler (Matematik ve Mantıksal Bilimler - Fen Bilimleri) ve Sosyal Bilimler Ana alanlarında ortaöğretim öğrencilerinin bilim gerçekleştirmelerini, bilimsel çalışmalarda yer almalarını destekleyen TÜBİTAK, öğrencilerin bu alanlara ilgi duymaları durumunda tam destek vererek ülkemizde bilimi küçük yaşlarda teşvik etmek konusunda başı çekmektedir.

Matematik, Fizik, Psikoloji, Bilgisayar, Tarih, Biyoloji, Kimya, Coğrafya, Türk Dili ve Edebiyatı alanlarında proje yarışmaları düzenlemektedir.

Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasına son başvuru 27 Ocak 2015 tarihinde olup; başvurular 5 Ocak'ta başlamıştır.


Çevrimiçi başvuru yapılıyor iken dikkat edilmesi gereken kurallar şu şekildedir: 


     1) Proje Raporu, Proje Planı ve Proje Özeti sisteme yüklenmelidir.

     2) Proje Özeti 250 kelimeyi geçmemelidir.

     3) Online başvuru yapıldıktan sonra alınan çıktı öğrenciler, danışman ve okul müdürü tarafından             imzalanarak 30 Ocak 2015 tarihine kadar Bölge Koordinatörlüğüne götürülmelidir.
Eğer finansal durumunuz çok üst seviyede değil ise hayatınız boyunca bir; en fazla iki ev satın alma imkanınız olacaktır. Peki, ev satın alırken nelere dikkat edilmeli?

Ev alırken ilk cevaplamanız gereken soru "Biz bu evi ne amaçla alıyoruz?" sorusudur. Evi yatırım amaçlı mı yoksa kendiniz ya da evladınızın oturması amacı ile mi alıyorsunuz? Eğer kiralamak üzere alıyor iseniz; size getireceği kira bedelini düşünerek almalı; eğer oturmalık alıyor iseniz aile ihtiyaçlarınıza göre almalısınız.

İster oturmalık; ister yatırımlık alın; evin sosyal çevresi de çok önemlidir. Toplu taşıma araçlarına uzaklığı, hastane - okul - postane gibi resmi kurumlara uzaklık, alışveriş merkezi - bakkal - mağaza gibi alışveriş yapılabilecek yerlere olan uzaklığı da yaşam standartlarınızı belirleyecek ve yaşamınızı kolaylaştıracak etkilerdir.

Alınacak evin etrafında fabrika gibi sağlığa zararlı yapıların da bulunmaması tercih sebebi olmalıdır.

Eğer aldığınız ev hala inşaat halinde ya da inşaatı başlanmamış ise arsa üzerinde ipotek - haciz gibi ileride sıkıntı yaratacak durumların olmadığından emin olunmalıdır.

Yapının kesinlikle ruhsatının olduğuna dikkat edilmelidir.

İnşaat halinde alınan evin kat irtifakının alınıp alınmadığı da önemlidir.

Alınacak evin çizilmiş planındaki yeri ile gerçek yerinin arsa üzerinde ve planda aynı yere denk geldiğine dikkat edilmelidir.

Yapının bağlı olduğu belediyeden özellikle evin yıkım kararı, tatil kararı gibi kararlar altında olmadığına dikkat edilmelidir.

Alacağınız evin belirtilen metrekare ile aynı net boyutunun aynı olmasına dikkat edilmelidir.

Satın alacağınız evin size sunulan ücreti ile aynı özellikteki başka evler arasında karşılaştırma yapılmalı ve ederinden fazla ödememeye dikkat edilmelidir.




Türk Edebiyatı'nın duygusal prensesiydi Tezer Özlü. 1943 yılında doğan Özlü, yazar Demir Özlü ve  çevirmen Sezer Duru'nun kardeşidir. Kütahya Simav'da doğan duygusal yazarımız, 10 yaşında iken İstanbul'a gelir ve burada Avusturya Kız Lisesi'ne kaydettirilir. Fakat kaydı yapılan bu okuldan mezun olamaz.

1961'de başladığı yurt dışı macerası Paris'te tanıştığı Güner Sümer'le evlenmesi ile 1964 yılında bir süreliğine aksar. Eşi ile Ankara'ya yerleşen Özlü, Ankara'da Almanca çevirmenlik yapar. Sümer'le ayrılan Özlü İstanbul'a yerleşir ve burada farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kalır. Klinik sürecinde ünlü kitabı Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabını yazar.

1968 yılında Erden Kıral'la evlenen Özlü'nün Deniz isminde bir de kızı olur ve 1981'de bir burs kazanarak Berlin'e gider. Berlin'e gitmeden Kıral'dan ayrılan Özlü Hans Peter Marti ile evlenen Özlü Zürih'e yerleşir ve 42 yaşında Zürih'de vefat eder.

Tezer Özlü'nün kitaplarını incelediğinizde bir karamsarlık sezilir ve hatta intihar edebilecek bir ruh haline büründüğü düşünülebilir fakat intihar etmemiştir. Kitaplarında sıkça bahseder ölümden.

Eserleri aşağıdaki gibidir:

Eski Bahçe (Öykü)
Çocukluğun Soğuk Geceleri (Roman)
Bir İntiharın İzinde (Roman)
Yaşamın Ucuna Yolculuk (Roman)
Eski Bahçe-Eski Sevgi (Öykü)
Kalanlar (Deneme)
Zaman Dışı Yaşam (Senaryo)
1932 yılında yazılan Gecenin Sonuna Yolculuk Louis Ferdinand Celine'in ilk romanıdır. Hikayesi 1910-1930 yılları arasında geçen romanın ilk yarısında, Bardamu'nun 1.Dünya Savaşı ile Afrika-Amerika gezileri; ikinci yarısında ise; Paris'e dönüşünü ve orada bulduğu huzuru anlatılır. Yazarın kendi gerçek yaşantısıyla örtüşen ve hayal ürünü olan bir çok nokta vardır romanda. Bu açıdan değerlendirildiğinde roman yarı otobiyografik bir eserdir.

Celine romanında, Avrupa'daki savaş illetini, Afrika'daki yoksunluğu, hem sömürgeci beyazların hem de siyahi halkın aslında gerçekten ne denli enayi olduğunu, Amerika'nın ise ne derece büyük bir kapitalist makine olduğunu anlatır.

Celine'in karakterleri romanda sokak dili kullanırlar. Bu nedenle roman, o dönemde ağır bir edebi dil kullanan fransız yazarlar arasında çok sert eleştirilere mağruz kalmıştır. Ancak Celine Gecenin Sonuna Yolculuk romanıyla fransız edebiyatına yeni bir soluk getirmiştir. Eleştirilere cevap olarak ise Celine romanlarını : "konuşan dil" olarak tanımlar.




Rakun Kunkun gezerken bulduğu Cesur Yeni Dünya kitabını bi başkasına hediye etmek istiyor. Hediye edeceği kişiyi çekilişle belirleyecek çünkü kime hediye edeceğine karar veremiyor.

Çekilişe katılmak için son tarih bugün saat 20:00.
Çekiliş sonucu ise bir saat sonra, 21.00'da bu sayfada açıklanacak.
Aşağıda belirtilen iki basit adımı izleyerek çekiliş için bir hak kazanabilirsiniz.

Çekilişe katılma koşulları:

Rakun Kunkun'un Facebook sayfasını beğenmek:
https://www.facebook.com/rakunkunkun

Rakun Kunkun'un sitesini ziyaret etmek ve herkese açık şekilde paylaşmak:
http://rakunkunkun.blogspot.com.tr/




Bilgisayar donanım birimlerinin çalışırlığını görsel olarak algılamamızı sağlayan ekran kartı, bilgisayarlarımızda yapmış olduğumuz işlemleri gerek ekran ile gerekse bir başka görüntüleme birimi (projeksiyon aleti de olabilir) aracılığı ile bize sunan birimdir.

Türkiye'de en çok kullanılan ekran kartı üretici firmaları AMD ve NVIDIA'dır. Bu iki marka da hemen hemen birbiri ile aynı doğrultuda ürünler vermesine karşılık çeşitlilik açısından AMD rakibinin bir adım gerisinde kalmaktadır.

"Ekran kartı alırken nelere dikkat edilmelidir" sorusuna farklı yönlerden yaklaşmak gerekmektedir.

Amacına göre ekran kartı seçimi aynı zamanda anakart seçimini de doğurmaktadır. Eğer ki çizim yapacak ya da modelleme gibi profesyonel olarak bir alanda görsel çalışmalar yapacak iseniz Nvidia'nın son modellerinden birini seçmelisiniz fakat aynı zamanda bu ekran kartını destekleyecek güçte bir anakarta da sahip olmanız gerekecektir bu durumda.


Bellek durumu da önemlidir ekran kartı için. Ekran kartınız ne kadar güçlü olursa olsun, anakartınız ne kadar son teknoloji olursa olsun donanım birimlerinizin her birinin belleğinin en az 1 GB'lık olması gerekmektedir. Çünkü ekran kartı aynı anda farklı işlemler yapıyor iken bir sonraki işleme geçerken o an yaptığı işlemi belleğinde korumalıdır ki bir sonraki ile birleştirildiğinde anlamlı olabilsin. Bu nedenle minimum 1 GB belleği olan bir ekran kartı günümüz teknolojisine uyum sağlayacaktır.

Son olarak bütçenize uygun ekran kartı almaya çalışır iken; yüksek kalitede olduğunu düşünerek çok yüksek meblağlar ödememenizi öneririm. Eğer sisteminizin çok üstünde bir ekran kartı alır ve kullanmaya başlar iseniz; sisteminizin güç kaynağı ekran kartını soğutamayacak ve dolayısı ile sisteminiz sık sık kapanacaktır. Eğer bu kapanmalardan sonra ısrarla sisteminizi açmaya çalışır iseniz; ana kartınızı yakabilir ve bundan dolayı daha büyük ödemeler yapmak zorunda kalabilirsiniz.


2013 yılına kadar birçok farklı dil sınavları birbirine ya denk geliyordu; ya da gelmiyordu. Bir sürü kafa karışıklığı ile uğraşmak zorunda kalıyordu öğrenciler ve çalışanlar. 2014 yılında yapılan yenileme ile artık Türkiye içinde başvurulacak bütün dil işlemleri için tek bir sınav yapılıyor: YDS (Yabancı Dil Sınavı).

YDS, İngilizce, Almanca ve Fransızca başta olmak üzere birçok dilde yapılıyor olup; dil sınavına giren kişiler birçok alanda yarar sağlıyorlar. Memurların maaşlarına ek ücret gelmesi, özel sektörde iş başvurusu yapacak olan kişilerin dillerini ispat etmesi, Yüksek Lisans programlarına başvuru hakkı kazanmak gibi birçok amaçla girilen YDS'ye başvuru 8 Ocak 2015 tarihinde başlamış olup; 12 Ocak 2015 tarihinde son buluyor.

12 Ocak 2015 tarihinde bitecek olan YDS başvuruları için geç kalmayın! Şubatta elektronik olarak gerçekleşecek olan YDS, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezleri'nde bilgisayar aracılığı ile çevrim içi olarak yapılacak.


Günümüz gençlerinin hayallerinin üniversitesine kavuşması için gerçekleştirmeleri gereken ilk görev YGS başvurusudur. YGS, hangi bölüme kayıt yaptıracak olursanız olun girmeniz gereken ilk sınavdır. İçerisinde Temel Matematik, Türkçe, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri alanlarından 40'ar; toplam 160 tane soru bulunmaktadır.

YGS sınavı'na başvurunun son günü 19 Ocak 2015 tarihidir. Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı'nı bu kadar önemli kılan nokta, sınavdan minimum 140 alınması halinde 2 yıllık yüksek öğrenim bölümlerine kayıt yaptırılabilmekte olup; 180 alma koşulunda ise 4 yıllık yani lisans bölümlerine kayıt yaptırılabilme hakkı oluşmaktadır.

YGS (Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı) bir nevi temel bilgi tespit sınavıdır. YGS sınavının temelleri, ilköğretim 5. sınıftan lise 1. sınıfın sonuna kadar sürekli tekrar halinde olan konulardan oluşmaktadır.


Doğalyaşam fotoğrafçısı Rick Sheremeta, Alaska'nın Kenai Peninsula bölgesinde eşine pek rastlanmayan bir anı ölümsüzleştirdi.

Sevimli dostumuz McNeill Nehri'ndeki şelalelerin altında bir somon balığı yakaladı. Balık için bir başka ayıyla kavga eden ayı daha sonra yakaladığı somon balığını koltuğunun altına alıp suyun içinde uykuya daldı. Balığı yakalayana kadar zorlu bir süreç yaşayan ve yorulan uykucu ayı yaptığı bu ufak şekerleme ile ortaya sevimli bir fotoğraf karesi çıkarttı.


Bir şirketin iş tasarımı dört stratejik boyuttan oluşur: müşteri seçimi, değer kazanma, stratejik kontrol ve faaliyet alanı...

Müşteri seçimi boyutu, şirketin hitap ettiği müşteri kesimine denk düşer. Müşteri seçiminde anahtar sorular şunlardır:

-Hangi müşterilere hizmet vermek istiyorum?
-Hangi müşterilere katkıda bulunabilirim?
-Hangi müşteriler bana kar etme olanağı sağlayacaklar?

İş tasarımının değer kazanma boyutu, şirketin müşterileri için yarattığı değerden dolayı nasıl ödüllendirildiğini tarif eder.  Geleneksel stilde düşünülecek olursa, satılan ürün ya da hizmet karşılığında değer kazanmak esastır. Ancak ürün merkezli düşünme tarzının aksine, günümüzde şirketler her zamankinden daha fazla değer yaratmaya yönelik değişik mekanizmalara sahiptir. "Müşteriler için yarattığım değerin bir kısmını nasıl kar olarak elde ederim?" sorusu değer kazanma boyutuna ilişkin anahtar niteliğindedir.

İş tasarımında bir diğer boyut olan stratejik kontrol ya da farklılaşma, "Müşteri neden ürünümü alsın?" ve "Benim değer teklifimi rakipleriminkinden farklı kılan nedir?" sorularına verilen cevaptır. Stratejik kontrol, iş tasarımını başarılı bir şekilde yenilemede kritik öneme sahiptir.

İş tasarımının son boyutu olan faaliyet alanı ise, şirket etkinliklerini ürünlerini ve sunduğu hizmetleri tanımlar. İş tasarlayanın sorması gereken kritik soru, "Müşteriye odaklı kalabilmek, yüksek kar elde etmeyi sürdürebilmek ve stratejik kontrol sağlayabilmek için faaliyet alanında ne tür değişiklikler yapmam gerekir?" sorusudur.




Günümüz iş dünyasının temel sorunu karlılıktır. Bulunduğunuz sektörde, nerede kar elde edebilirsiniz? Kar bölgeniz neresidir? Yarın nerede olacak? Kar bölgesi, kar etmenizin mümkün olduğu ekonomik çevredir. Her şirketin hedefi bu bölgeye ulaşmak ve faaliyetlerini burada sürdürmektir.

Geçmişte bu bölgeye ulaşmanın stratejisi: "Yüksek pazar payına ulaş, kar bunu izleyecektir." olarak bilinmekteydi. Yöneticiler, pazar payının peşine düşmenin ve büyümenin şirketi otomatik olarak başarıyı getiren yola götüreceği anlayışıyla çalışmaktaydı.

Pazar payı, ürün merkezli çağın eski kriteri, feneri ve pusulasıydı. Şirketler ürünlerini geliştirmeye ve miktara dayalı ekonomi oluşturmaya odaklanmışlardı. Bu ürün merkezli düşünme beraberinde savaş naralarını getirdi: "Pazardan daha çok pay kap, kar ne de olsa sonradan gelir."

Ancak geçmişte doğru düzgün ilerleyen yollar bugün, tuzaklarla, keskin virajlarla, çıkmaz sokaklarla dolu labirentlere dönüştü. Pazar payı ve üretim artışına giden yola sapan birçok şirket kar getirmeyen duvara tosladılar. IBM, Ford, GM, United Airlines, Kodak gibi sektörlerinde pazar payında lider konumda olan şirketler, 1980'lerin sonlarına doğru karlılıklarının eriyip yok olduklarına şahit oldular ve 1985-1995 yıllarında S&P 500'de başarısız duruma düştüler.

Günümüz dünyası şirketleri: "Ben pazar payı için mi yoksa kar için mi üretiyorum? Pazardaki payım karlı ve canlı mı, yoksa kar getirmiyor ve ölü mü?" sorusu ile başbaşa bıraktı. Artık kar bölgesine ulaşmak müşteriye değer yaratacak iş tasarımı modelleri ile birlikte mümkün olmaya başladı. Şirketler, pazar payını arttırmak yerine, sahip oldukları pazar payının sadakatini arttırarak sürdürülebilir karlılığı ön plana aldılar.



Rekabetin hızla arttığı dünyada geleneksel değerler zinciri yerini modern değerler zincirine bırakmaktadır. Üretici sayısının artışı ile birlikte rekabet artmakta, müşteriler tercihleri ile şirketlerin iş tasarımlarını şekillendirmekteve bu değişim çağımızın pazarlama anlayışını da müşteri odaklı hale getirmektedir.

Geleneksel değerler zinciri; şirketin çekirdek gücü yani varlığı ile başlar. Sonra girdilere ve diğer hammaddelere sıra gelir. Sonra ürün ya da hizmete, dağıtım kanallarına ve en son müşteriye sıra gelir. Bu değer zinciri şirketin varlığı ile başlar, sonra bunu müşterinin isteklerini karşılayacak ürün ya hizmete dönüştürür. Bu düşünme sürecinin çağımızın pazarlama anlayışı doğrultusunda bütünüyle tersine çevrilmesi gerekmektedir.

Müşteriyi merkeze alan modern değerler zinciri ise müşterinin istekleri ile başlar ve sonunda şirketin varlığına, çekirdek gücüne ulaşır. Bu düşünme sürecinde müşterinin ihtiyaçlarına ve önceliklerine odaklanılır. sonra da bu ihtiyaç ve öncelikleri en iyi karşılayabilecek yolların hangileri olduğu tanımlanır. Değer zinciri tersine çevrilir. Bu yüzden de müşteri ilk halkadır, yani her şey müşteri tarafından yönlendirilir.

Günümüz yöneticileri sırasıyla; müşterilerin ihtiyaç ve önceliklerinin neler olduğunu, bu ihtiyaç ve önceliklerin hangi kanallardan giderilebileceğini, bu kanallara en uygun ürün ve hizmetlerin neler olduğunu, bu ürün ve hizmetleri üretmek için hangi hammadde ve girdilerin gerektiğini ve bu girdilerle hammaddeyi karşılayacak malvarlığını düşünmelidirler.







Bilmem, bu zamana kadar kaç tane aşk romanı okudunuz? Kaç aşk romanını önerdiniz ya da hediye ettiniz bir başkasına? Ya da kaç aşk şiiri ezberlediniz, aşkınıza okumak ya da o okurken devam ettirebilmek için?

Ferdi DEMİR, bu kitabında ne bir öykü yazıyor ne de bir şiir. Aşkı denemelerle ifade etmeye çalışıyor.

Bazen ayrılan sevgililer oluyor hikayenin kahramanı, bazen hoşlandığı kızın adını öğrenmek için yaptığı şeylerle gülünç duruma düşen adamın... Ama hep ana konu aynı:"AŞK".

En fazla 4 sayfadan oluşan denemeler ile hızlı bir şekilde ilerlemenizi sağlayan yazar, oldukça yalın bir dil kullanıyor. Her bölümün başında ya da sonunda verdiği kalın harflerle yazılan anlamlı sözler ile denemeye alıştırma ya da denemenin etkisini arttırma amacı güden yazar, konuların bağımsız oluşundan dolayı geçişleri yumuşatmaya çalışıyor.

Eğer edebi türleri okuyan, klasiklere hayran okurlardan iseniz bu kitabı kesinlikle elinize almamalısınız.

Aşk romanları, popüler kitaplar ve Ahmet Batman tarzı okurlardan iseniz kitap tam sizin içindir.

Kitapları ayırt etmek zordur ve bazen olanaksızdır. Ama okurları ayırmak önemlidir. Eğer bu kitabı birine önerecek iseniz o birinin ne tür okuduğunu iyi analiz etmelisiniz. Çünkü deneme okuyan okur çoktur fakat bu şekilde eleştirel değil duygusal denemeler okuyan çok azdır.

Ama 17-18 yaşların cici kızlarına bu kitabı önerebilirsiniz. Ve bu şekilde aşk kitabı okuma furyasındaki bir zincire de siz halka eklemiş olursunuz.
Genel anlamda varlık balonu bir varlığın aşırı değerlenmesi sonucu oluşan fiyatlardaki aşırı değerlenmeyi ifade eder. Finansal piyasalarda bir varlığın fiyatı ve o varlığa olan talep ters yönde ilerler. Bunun nedeni bir varlığın fiyatının artması ile birlikte insanlarda o varlığın getiri sağlayacağı düşüncesi oluşturmasıdır. Örneğin bir hisse senedinin fiyatının artması, o hisse senedinin önemli bir getiri fırsatı sunacağı düşüncesi hisse senedine daha fazla talep oluşmasını sağlayacaktır. İnsanlar fiyatı artan varlığa daha fazla talep gösterdikçe söz konusu varlığın fiyatı aşırı değerlenecek balon oluşacaktır ve bir sonraki aşamada ise insanlar bu varlığın sunduğu kar fırsatlarından faydalanmak istedikleri için borçlanacak ve kredi kanalları oluşturacaktır. Fiyatlar genel seviyesine tekrar döndüğünde ise aşırı değerlenme sonucu oluşan kredi kanalları ve borçlanma ekonomik kayıp olarak kayıtlara geçecektir. Varlık balonlarının ortak özellikleri şunlardır:

-Fiyatlardaki hızlı artış
-Fiyat artışlarının yükselmeye devam edeceği yönünde beklenti
-Aşırı değerlenme
-Ekonomik birimlerin balon oluşan varlığın sunduğu kar fırsatlarından faydalanabilmek için borçlanmaları ve kredi kanallarının oluşması



Tarihin bilinen en eski varlık balonu olan Lale Soğanı Balonu, 1636 yılında Hollanda'da yaşanmıştır. Hollanda toplumu Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı İmparatorluğu'ndan ithal ettikleri lale soğanları ile lale yetiştiriciliği ile ilgilenmeye başlamıştır. Zamanla lale ticareti hatırı sayılır bir gelir sunmaya başlamış ve insanlar lale yetiştiriciliği ile ilgilenmeye başlamıştır. İnsanlar dünyanın çeşitli bölgelerinden Hollanda'ya gelerek lale soğanı satın almış ve Hollanda toplumu bu üretimden zenginlik elde etmiştir. Bu talep karşısında lale soğanı yetiştirmek popüler ve kazançlı bir iş olarak yer edinmiştir.

1630'lu yıllarda Hollanda'da savaşlar bir süre azalmış ve bu olumlu hava ile hisse değerleri, konut fiyatları gibi varlıkların fiyatları artmaya başlamıştır. İnsanlar spekülatif amaçlarla bu varlıkları alıp satmaya yönelmişlerdir. Lale soğanları da bu dönemde ,iyi bir getiri elde edeceği düşüncesi ile, çok yüksek fiyatlardan alıcı bulmaya başlamıştır. Öyle ki, bir adet lale soğanı piyasada 200-250 Gulden aralığında satılmaya başlanmıştır (o tarihlerde ortalama yıllık ücret 200-400 Gulden aralığında seyretmektedir). İnsanlar bu lale tutkusunun sonsuza dek süreceği beklentisi ile, kimi zaman daha var olmayan lale soğanlarını dahi alıp satmaya başlamışlardır. Fiyatlar, getiri beklentisi ile birlikte yükseldikçe yükselmiş ve insanlar geleceğe yönelik sözleşmeler gerçekleştirmişlerdir. Yaptıkları sözleşmelerle daha yüksek fiyata satmayı planladıkları lale soğanları için uçuk fiyatlar ödemeye razı olmuşlardır. 3 Şubat 1967'de azalan talep ile bu balon patlayarak lale soğanı fiyatı normal seviyesine gerilediğinde, lale soğanlarına çılgın ücretler ödeyen hatta daha fiziki olarak var olmayan lale soğanları için yatırım yapan insanların değerleri bir günde çöp olmuştur.

Lale fiyatlarının hızla düşmesi ile, spekülatif amaçlarla sözleşme yapan insanlar büyük bir kayıp yaşamış ve ciddi zarara uğramışlardır. Lale yetiştiricileri, laleleri almayan sözleşme sahiplerini dava etmiştir. Sözleşme sahipleri devletten yardım istemiş, sözleşmelerin yüzde on fiyatla iptal edilebilmesini sağlamıştır. Lale çılgınlığı son bulduğunda, tıpkı günümüzde Florida Balonu denilen konut fiyatlarının aşırı değerlenmesine benzeyen bir kriz yaşanmış ve Hollanda derin bir krize sürüklenmiştir.














Ünlü kahin Edgar Cayce, 1877 - 1945 yılları arasında ABD'nin Kentucky eyaletinde yaşamıştır. Adını tarihe uyku halindeyken ruhani olarak başka bir evrene geçerek, daha önceden bilmediği hastalıkların nasıl tedavi edileceği konusunda bilgiler aktarması ile yazdırmıştır.

Çocukluk yıllarında hastalanarak komaya giren Cayce, doktorların çabalarına rağmen bu durumdan kurtarılamamış ve  baygın haldeyken yaptığı konuşma ile ilk kez trans halindeyken bir hastalığın tedavisi hakkında yol göstermiştir. "Enseme bir beyzbol topu çarptı. Özel bir yakı yapın ve enseme kuvvetlice basın. Acele edin yoksa beyin zarının zarar görme ihtimali var." sözleri üzerine yapılacak yakının formülünü vermiş ve ailesi bu formülü uygulamıştır. Ertesi gün ayağa kalkan Cayce, uyku halindeyken söylediklerini hatırlamadığını ifade etmiştir.

Astroloji, reernkarnasyon ve Atlantis ile ilgili kehanetleri de bulunan Cayce, uyku halindeyken bir çok hastalığın tedavisi hakkında yol göstermiş ve uyku hali sona erdiğinde bu bilgileri hatırlamadığını belirtmiştir.

Geleceğe yönelik bazı kehanetleri de bulunan Cayce, öleceği tarih ve saati de önceden haber vermiştir. "Akşam 5'te tamamen kurtulacağım" cümlesi ile işaret ettiği 3 Ocak 1945 tarihinde yaşamını yitirmiştir.

(A) Fill in the blanks with "should" or "shouldn't".


  1. Tom has got measles. He ...................................... go to the doctor.
  2. James has got a cough. He ..................................... take a cough syrup.
  3. I have got a sunburn. I .......................................... stay in the sun.
  4. You have got tooth decay. You ............................ see your dentist.
  5. Tera is overweight. She ........................................ eat fast food.
  6. Tim and Jash have got a fever. They ..................... see a doctor and get an injection.
  7. My brother has got a burn on his hand. he .................. put some ointment.

Write advise sntences for the problems.

Brush your teeth twice a day.
.................................................................................

Floss your teeth once a day.
.................................................................................

Don't eat sugary snakes too much.
....................................................................................

Get enough calsium.
................................................................................

Visit your dentist every six months.
..................................................................................

Don't smoke.
....................................................................................





Answer Key (A)

1- Should
2- Should
3 -shouldn't
4- should
5- shouldn't
6-should
7-should






Answer Key (B)


1- You should brush your teeth twice a day.
2- You should floss your teeth once a day.
3- You shouldn't eat sugary snacks too much.
4- You should get enough calsium.
5- You should visit your dentist every six months. 
6- You shouldn't smoke. 



Konu anlatımına geçmeden önce kelime listesini bir gözden geçirmenizi öneririm ki cümlelerde kullanılacak yeni kelimelerin ne olduklarını bilin.

5. sınıf İngilizce müfredatının 5. ünitesi Sağlık ve Sağlık Sorunlarını işlemektedir. Aynı zamanda Should yapısı işlenecektir.

Part 1 (Birinci Bölüm)

A: What is the matter? 
                I don't feel very well. 

A: Sorun nedir?
                Çok iyi hissetmiyorum.


B: What is the matter with you?
                I have got a headache.

B: Sorunun nedir?
                Baş ağrım var. 


C. What is the problem?
               I have got an earache.

C: Problem nedir?
               Kulak ağrım var. 

Yukarıdaki kalıplar bir hastalık ya da problem sorma konusunda kullanılan cümle kalıplarıdır. Bu kalıplar ile birlikte özellikle SHOULD yapısı kullanılmaktadır. 

SHOULD 

Should yapısı, Türkçe'deki "-meli", "-malı" kullanımını karşılamaktadır. Tavsiye verirken kullanılan bu yapı, özneye göre değişken olmayan bir yapıdır ki bu yüzden çok kolaydır. 

Affirmative Form (Olumlu Hal)

Should yapısının olumlu hali:

Subject      +       should          +             V1                 +      Object       şeklindedir. 
 Özne         +    -meli/-malı       +   fiilin birinci hali     +    nesne         şeklindedir.

Örneğin:

A: I feel bad. I have got a tootache.  (Kötü hissediyorum. Diş ağrım var.)

B: You should go to the dentist.        (Dişçiye gitmelisin.)

-----

A: I have got a broken leg.                (Bacağım kırıldı.)

B: You should stay in bed.                (Yatakta kalmalısın.)



Negative Form (Olumsuz Hal)

Should yapısının olumsuz hali:

Subject      +       shouldn't                 +             V1                    +      Object       şeklindedir. 
 Özne         +    -memeli/-mamalı       +     fiilin birinci hali     +       nesne        şeklindedir.

Örneğin:

A: I feel bad. I have got a tootache.  (Kötü hissediyorum. Diş ağrım var.)

B: You shouldn't eat candy.               (Şeker yememelisin.)

------

A: I have got a broken leg.                (Bacağım kırıldı.)

B: You should not walk.                    (Yürümemelisin.)


Question Form (Soru Hali)

Should yapısının soru hali:

Should               +       subject                +             V1                     +      Object   ?    şeklindedir. 
-meli/-malı        +         özne                   +     fiilin birinci hali      +       nesne    ?    şeklindedir.

Örneğin:

A: I have got a tootache. Should I go to school?     (Dişim ağrıyor. Okula gitmeli miyim?)

B: No, you shouldn't. You should go to dentist.      (Hayır. Dişçiye gitmelisin.)

------

A: I have got a broken leg. Should I stay in bed?     (Bacağım kırıldı. Yatakta yatmalı mıyım?)

B: Yes, you should stay in bed.                                (Evet. Yatakta yatmalısın.)
Henry David Thoreau 1817 - 1862 yılları arasında Amerika'da Massachuetts eyaletine bağlı Concord bölgesinde yaşamış yazar ve filozoftur.

1817 yılında Condord'da doğan yazar, 1837 yılında Harvard Üniversitesinden mezun olmuştur. Harvard'dan mezun olduktan sonra bir süre babasının dükkanında çalışmış, daha sonra ise öğretmenlik yapmıştır. Bu yıllardan sonra Ralph Waldo Emerson ile tanışan Thoreau bir süre onun asistanı gibi yaşamış ve The Dial isimli dergiye şiir ve yazılarıyla katkıda bulunmuştur. Concord şehrinin dışında yer alan Walden Gölü kıyısında, Emerson'a ait bir arazi üzerine klübe inşa ederek yaklaşık 2 yıl burada yaşamıştır. Bu klübede yaşadığı yıllarda "Walden" ve "Concord ve Merrick Irmakları Üzerinde İki Hafta" adlı iki eseri yayınlamıştır. Thoreau sağlığında sadece bu iki kitabı yayınlayabilmiştir.

ABD-Meksika savaşı yüzünden ödemeyi reddettiği vergi nedeniyle cezaevinde geçirdiği bir gece sonucu 1949 yılında "Sivil İtaatsizlik" adlı makaleyi yazmış ve siyasi düşünce tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Gandhi, Tolstoy ve Martin Luther King gibi isimlere ilham kaynağı olan bu makale Thoreau'nun en önemli eserlerinden biridir.

Thoreau 1962 yılında hayatının tamamını geçirdiği Concord'da tüberküloz nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Tüm eserleri 1906 yılında 20 cilt halinde basılmıştır.
Bilgisayar, bilgisayar çevre birimleri, cep telefonu, pos makinesi ve her çeşit teknolojik birim aracılığı ile gerekleştirilen suçlara bilişim suçu denir.

Türkiye Cumhuriyeti Kanunu'na göre bilişim suçu sayılan suçlar şu şekildedir:


  • Bir başkasının e-mail adresini kullanarak o kişinin adına ticari ya da kişisel amaçlı zedeleme hareketleri, 
  • Bir başkası adına web sayfası açmak ve bu sayfa içerisinden kişinin telefon numarasını paylaşmak,
  • Bir başkasının kişisel ya da kurumsal bilgisayarına uzaktan bağlanarak maddi gelir elde etmesi,
  • Pornografik CD ve DWD kopyalamak ve bunun ticaretini yapmak, 
  • Sahte evrak hazırlamak ve basmak.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Eğer yukarıdaki gibi bir suç ile karşılaşılmış ise ve mağdur iseniz, kesinlikle utanmayınız. Eğer siz bu suçu bildirmez iseniz bir başkası daha zarar görecektir. En yakın Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurmalısınız.

Eğer yasa dışı sitelerden herhangi biriyle karşılaştınız ise 155@iem.gov.tr e-mail adresi aracılığı ile bildirebilirsiniz.

Kişisel olarak size karşı bir şikayette bulunacak iseniz elinizdeki tüm deliller ile Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurmalısınız.

Bunun yanı sıra özellikle kredi kartı hesap numaranızı ve şifrenizi kimse ile paylaşmayınız ve internet ortamında çok fazla kredi kartı kullanmamaya çalışınız.


Websitelerinin daha ilgi çekici, daha eğlenceli ve farklı olmasını sağlayan birtakım animasyon, hareketlendirmeler ve renklendirmeler topluluğunu oluşturabildiğimiz programlama dilidir.

Web yazılım alanında uzmanlaşan birçok kişinin başvurduğu bu dil yalnızca tarayıcı üzerinde çalışmaktadır. (bilgisayar üzerine indirilen herhangi bir program değildir) Site üzerinde oyun oynamak, fotoğraf paylaşmak (yüklemek ve indirmek), çevrim içi sohbet etmek, çevrim içi video ve animasyon dersleri izlememize, etkileşimli haber ve harita sitelerine bağlanmamız için mutlaka java teknolojisini tarayıcınıza kurmuş olmalısınız.

Bunun yanı sıra; belirli aralıklarla teknoloji güncellemeleri gelecektir. Bu güncellemelerin gerçekleşmesini yani yüklenmesini kabul etmeniz gerekmektedir. Yoksa son teknoloji ile hazırlanmış olan çevrim içi ortamlara ulaşamaz, onları kullanamazsınız.

Eğer Windows işletim sistemine sahip iseniz; Java yükleme önerileri otomatik olarak tarayıcınızın sol üst köşesinde görüntülenecektir. Eğer son güncellemenin geldiğini gördünüz fakat kabul etmediyseniz; ama uygulamalar sağlıklı bir şekilde çalışıyor ise; sisteminiz javayı daha önceden otomatik olarak yüklemiştir. Telaş etmenize gerek yoktur. Eğer Linux ya da Unix tabanlı bir işletim sistemi kullanıyor iseniz sisteminiz uygulamaları otomatik algılamayacaktır. Tarayıcınız üzerinde çalışmayan video ve animasyonları gördüğünüzde güncel java versiyonunu indirip yüklemeniz gerekecektir.
Şüphesiz ki her genç kızın hayalidir sevdiği erkekle hayatını birleştirmek ve mutlaka gelinlik giymek. Düğün merasiminde ve nikahta giymek için aylarca aranılan bu giysi neden bu kadar önemlidir? Çünkü hayatta bir kere giyileceğine inanılmıştır ve bu yüzden en güzeli ve en beğendiğini bulmak için uğraşır taze gelin adayları.

Peki, gelinlik seçerken nelere dikkat edilmelidir?

Boynunuz dar ve kısa ise; omuz kısmı kapalı ve uzun kollu gelinliklerden kaçının. Göğüs bölgenizi kapatan her tür gelinlik modeli daha kısa ve dar görünmenize neden olacaktır. Göğüs kısmı ve kolları kapalı gelinlikler yerine bu kişiler boyun ve göğüs kısmını ortaya çıkartacak gelinlikleri tercih etmelidir.

Geniş basenleriniz var ise; ilk kaçınmanız gereken gelinlik modeli dar ve balık modellerdir. Zaten geniş olan baseniniz bu modeller ile hem daha büyük görünecek hem de çok ortada olacaktır. Bunun yerine kabarık pilili gelinlikler sizi daha ince gösterecektir.

Göğüsleriniz büyük ise; kesinlikle saten kumaş tercih etmemelisiniz. Bunun yerine dantel işlemeli gelinlik modelleri göğüslerinizi daha küçük; vücudunuzu daha düzgün gösterecektir.

Geniş omuzlarınız var ise; yandan askılı ya da tek askılı gelinlik modellerinden kaçınmalısınız. Yandan askılı modeller zaten geniş olan omuzları daha geniş gösterecektir. Bunun yerine straplez ya da ince askılı gelinlikler tercih sebebi olmalıdır.



Ahmet ÜMİT, genç yaşlı küçük büyük herkesi kalemine hayran bırakan ender yazarlarımızdan biridir. O'nun kitapları salt öykü ya da salt olaylar dizisi değildir. Ahmet ÜMİT'in eserlerinde bilgi ve olay örgüsü birlikte verilir. Yazar öyle zekidir ki olay içerisine yerleştirdiği bilgileri siz istemeseniz de kapmanızı sağlıyor.

Detaylı tasvirleri bazen sıkıyor olsa da eğer İstanbul'da Beyoğlu sokaklarında zaman geçirmiş ya da geçirecek iseniz; buraları aklınıza kazıyor. Yıllar önce burada yaşanan olaylarla sizi etkiliyor. Şehrin tarihi özelliklerinin yanı sıra kültürel yapısını da iliklerinize kadar hissetmenizi sağlıyor. Farklı özelliklerdeki değişik karakterleri ile Beyoğlu'nun En Güzel Abisi tam bir Dan Brawn tarzı.

Olaylar birbiri ile o kadar titizlikle bağlanmış ki; roman bitene kadar katili bulamıyorsunuz. Her bir bölümde daha önceden şüphelendiğiniz kişinin katil olduğu düşüncesinden vazgeçiyorsunuz. Detaylarla dolu olan bu roman, Ahmet Ümit'in belki de en çok okunan kitabı olacaktır.

Yalın bir dille yazdığı romanı elinizden bırakamayacak; "şu bölüm bitsin, dur şurayı da okuyayım" derken bir bakmışsınız bitirmişsiniz.

Eğer polisiye ve cinayet romanları okuyor iseniz; Beyoğlu'nun En Güzel Abisi romanı tam size göre.

Kategoriler

Blog Arşivi

Blogu Çevir