Beyaz Diş kitabı ile tanıdıgımız Jack London'ın ikinci kitabi Ölüme Boyun Egmeyen Adam.
Arkhe yayın tarafından yayınlanan kitabın Kasım 2006'da basılan ilk basımını okudum ben. Belki daha sonraki basımlarda düzenleme yapılmıştır ama bu basımda çok fazla yazım yanlışı olması beni bir okuyucu olarak rahatsız etti.
Hikaye iki ana kahraman ile başlamasına rağmen ilk sayfalarda tek kahraman üzerinden devam ediyor. Ana karakterimizden öykü boyunca adam sıfatı ile bahsediliyor. Yazar karakterimiz üzerinden insan ya da hayvan farketmeyeceğini, canlinin yaşamak için mücadele verme içgüdüsünü betimliyor. Yazarımız London, olay örgüsünü anlatır iken bir yandan da çevre koşullarının canlıyı ve canlının canlılık özelliklerini Nasılsıniz şekillendirdiğini gösteriyor.
Öykünün hikayesi şu şekilde gelismektedir. Büyük bir savaşın ardında kalan iki yaralı asker vatanlarına ulaşmak amacı ile yola düşmüşlerdir. Yolda silah arkadası tarafından yalnız bırakılan adam tek başına yoluna devam etmeye çalışmaktadır. Vatanına dogru uzayan bu yolculuk sırasında açlık ve acı ile bogusan adam, bazen hayal kırıklıklarına ugrasa da bu yolu başarıyla sonuca erdirmek çabasındadır. Yolculuk sırasında bazen büyük bazen küçük yiyecekler bularak karnını doyuran insanın böylesine bir süreçten geçtikten sonra insani yanlarinin nasıl torpülendiğini, nasıl hayvani bir canlıya dönüştüğünü yakından takip ediyorsunuz.
Okunası bir öykü olduğunu düşündügüm metin insan türünü de daha yakından tanımanızı sağlayacak.
Arkhe yayın tarafından yayınlanan kitabın Kasım 2006'da basılan ilk basımını okudum ben. Belki daha sonraki basımlarda düzenleme yapılmıştır ama bu basımda çok fazla yazım yanlışı olması beni bir okuyucu olarak rahatsız etti.
Hikaye iki ana kahraman ile başlamasına rağmen ilk sayfalarda tek kahraman üzerinden devam ediyor. Ana karakterimizden öykü boyunca adam sıfatı ile bahsediliyor. Yazar karakterimiz üzerinden insan ya da hayvan farketmeyeceğini, canlinin yaşamak için mücadele verme içgüdüsünü betimliyor. Yazarımız London, olay örgüsünü anlatır iken bir yandan da çevre koşullarının canlıyı ve canlının canlılık özelliklerini Nasılsıniz şekillendirdiğini gösteriyor.
Öykünün hikayesi şu şekilde gelismektedir. Büyük bir savaşın ardında kalan iki yaralı asker vatanlarına ulaşmak amacı ile yola düşmüşlerdir. Yolda silah arkadası tarafından yalnız bırakılan adam tek başına yoluna devam etmeye çalışmaktadır. Vatanına dogru uzayan bu yolculuk sırasında açlık ve acı ile bogusan adam, bazen hayal kırıklıklarına ugrasa da bu yolu başarıyla sonuca erdirmek çabasındadır. Yolculuk sırasında bazen büyük bazen küçük yiyecekler bularak karnını doyuran insanın böylesine bir süreçten geçtikten sonra insani yanlarinin nasıl torpülendiğini, nasıl hayvani bir canlıya dönüştüğünü yakından takip ediyorsunuz.
Okunası bir öykü olduğunu düşündügüm metin insan türünü de daha yakından tanımanızı sağlayacak.